Japon Bahçesi Nedir?

Bahçeler dünyanın her yerinde görselliği, ruhsal ve bedensel sağlığa faydaları nedeniyle popülerdir. Bunlar insanların bahçeye bakış açılarına ve bulundukları coğrafyalara göre farklılıklar gösterebilir. Japonya’da da bahçe düzenlemesi, insanların doğanın dinginleştirici etkisini şehrin keşmekeş havasında bir nebze olsun hissetme ihtiyacından ortaya çıkmıştır. Bir anlamda doğada yaşayamayan insan, doğadan bir parçayı evine getirip onu içselleştirmiştir.

Japon bahçesi, doğayı insan eliyle yeniden inşa etmektir. Japon bahçesiyle ilgili ilk kayıtlar 11. yüzyıla kadar gider. Bu kaynaklarda temel unsurlar olarak bahçe yapılacak olan alana uygun plan çizilmesinin ve dizayn için çevredeki doğal manzaradan esinlenilmesinin gerekliliği belirtilmiştir. Burada bahsedilen yaklaşım bire bir kopyalama değil; doğa içindeki çeşitli özgün güzelliklerinden esinlenerek bunları bahçeye en uygun şekilde düzenlemektir.

Bu nedenle bahçedeki yapay tepeler, dağları; yapay göl, denizleri ve gölleri; yapay dereler, nehirleri ve akarsuları; ağaçlar ise ormanları simgeler. Bunun oluşmasındaki en önemli etmenlerin başında Japonya’nın muhteşem doğası gelmektedir. Dört mevsimin yaşanması Japon bahçelerini daha da zenginleştirmiştir. Bunu bahçe tasarlanırken güneşin geldiği açı, hava değişimleri, bitki ve ağaçların yaşam sürelerinin dikkate alınmasında görebiliriz.

Bir bahçe yaratıcısı başarılı olabilmek için önce ustaların eserlerini inceleyerek öğrenir, diğer bahçe yapan kişilerin bakış açılarını da anlar ve daha sonra kendine özgü kompozisyonu net olarak bahçeye yansıtır. Bu eserlerin oluşmasında bazı Japon bahçesi çeşitlerinden anlaşılacağı gibi dönemin değişen şartları ve sanat akımları da göz önüne alınır.

Japon bahçesinin en önemli türlerin başında gelen ‘Karesansui’ Zen Budizmi’nin Çin’den Japonya’ya 14. yüzyılda tanıtılmasından sonra ortaya çıkmaya başlamış olup hiç su kullanılmadan kayaların tepeleri ve kumların suyu ifade etmesiyle oluşur.

16 yüzyıl itibariyle çok popüler olan Japon Çay Seramonisi sayesinde ‘Japon Çay Evi Bahçesi’ ortaya çıkmaya başlar. Bu stilde ‘Çozubaçi’ çeşmesi ve ‘Toro’ fenerleri ön plandadır. Bunların yanı sıra ‘Tsukubai’ olarak adlandırılan küçük su havuzları gibi malzemeler de Japon bahçesinde görülen unsurlardandır.

Ayrıca Budizm’in etkisiyle Japon bahçelerinde Zen stilini görmek de mümkündür. Burada bahçe sadece obje değil insanın iç dünyasına giden bir yoldur. Tüm tasarım insanın bu içsel değerlendirmesini gerçekleştirmesi için tasarlanır. Bahçeye tek bir bakışınızda algılanabilmesi gerekir. Bu sebepler Zen bahçelerinde soyut bir tasarım mevcuttur. Bu tür bahçelerde taş grupları dağları temsil etmekte, su akışıyla nehirler ve şelaleler gösterilmektedir.

Temeli doğa olan Japon bahçesinin en önemli amaçlarının başında insanın dinlenmek için ayırdığı zamanları daha zengin kılıp iç huzuru yakalamasını sağlayarak; insana doğanın getirdiği mutluluğu ve yaratıcılığı en derin şekilde hissettirmesidir. Japon bahçelerinde sık gördüğümüz ve güzel bir görüntü oluşturan kiraz çiçekleri, yani sakuralar dalında kısa bir süre kaldığı için bizlere hayatın geçici olduğunu, içinde bulunduğumuz anı doya doya yaşamamız gerektiğini anlatır.